Saturday, January 20, 2007

an


Anlar birikir, çocuk olur, vazoyu devirir. Aslında orda olmaması gereken, bir sevdiğimizin aldığı ama rengini hiç sevemediğimiz vazoyu... O an öyle bir olur ki o çocuk; yaşlı bir bilgenin edasıyla, vazoyu deviriverir. Ev kendine benzer o zaman.
Sevdiğin gelir eve, "hani" der, " benim aldığım vazo". Ufaklığa gözkırparken, "bizim yaramaz..." der, sıyrıverirsin anın kemirgenliğinden. Kimse gücenmez olana.
“An” olur, “an”lar birikir. Anlaya anlaya, anı olur.
Dolar taşar. Kışın vapurda oturur, birinden ateş ister. Ayaz vurur, çatlak olur dudağına. Ama sonra başlar sohbet, çakmağın sıcağında. Maviye karışır, köpük köpük olur.
Kocar an, yaşam olur.

No comments: