A-Ödümü kopardın. Geldin sandım.
B-Gelir miyim hiç, ne sandın beni.
A-Dün gece rüyamda gördüm seni. Sonra da odamda dolaştın biraz, yatağımın ucuna oturdun.
B-Halüsünasyon görmüşsün yine. Bu hafta gitmedin mi doktora.
A-Pazartesi trafiğine takıldım, gidemedim bu hafta.
B-İhmal etme. Haftaya karabasan olurum yoksa.
A-Gelmedin yani.
B-Gitmedim diyorum sana. Buradan bir kol mesafesi bile uzaklaşmadım hiç.
A-Gelecek misin peki hiç beni izlemeye.
B-Son oyun değil miydi geçen akşam.
A-En son yanında bir sarışınla çıktığın barda selam vermiştik birbirimize. O selamı verebilmek için çok çalışmıştım ayna karşısında. Ama sahne dumanaltı olmuştu gecenin bilmem kaçında; müzik neredeyse, devamlı duyma bozukluğuna yol açacaktı.”Susun!” diye bağırdım avazım çıktığı kadar, ama duyan olmadı sessizlikten. Oysa güçlü bir diyaframım vardı. Uğraşmıştım; ses çalışmış, şan dersleri almıştım. Acil durumlarda camı kırıp, çıkarmak için içimdeki çığlığı.
B-İyi ya işte, kapanmış perde çoktan.
A-Görüyorum ama, hala ışık geliyor perdenin arkasından. Evim batıya bakıyor ya benim. Perdeler kapalı olsa da yakıyor güneş.
B-Kuzeye bakan bir eve taşın o zaman.
( sessizlik )
A- Hatırlarsan hep ebe oldum ben oyunlarda, gözlerim kapalı. Hiç kimseyi buladım altı ay gündüzünde. Tam kurtulduğumda ebeliğimden,annem eve çağırdı beni .
B- Duymuyorum seni. Sesinde bir yığın cızırtı.
A- Sevişme sonrası terim soğurken tuzaklardan birini harekete geçirmiş olmalıyım ki duvarlar yanaşmaya başladı birbirine. Arada kalan boşluktan kaçmaya çalışırken hayata ,unuttuğum bir şeyler olmalı elbette aceleden.
B- Yoksun işte, anla artık. Görmedim, duymadım,söylemedim seni. Güzeldin, geçtin, bittin...
A-Git o zaman. Ben dağıtırım ardında bıraktığın dumanı. Birkaç defa elimi havaya kaldırıp, boşlukta sallamama bakar. Sen nazik bir “hoşça kal” sansan da ,yalnızca küfürlü bir “elveda” bu sana.
No comments:
Post a Comment